Diyabet; kandaki şeker düzeyini dengeleyen ‘insülin hormonu’nun eksikliği ya da vücutta kullanılamaması sebebi ile oluşan kronik bir metabolizma bozukluğudur.
Diyabet konusunda toplumda farkındalığın arttırılması ve konunun öneminin vurgulanması amacıyla Dünya Sağlık Örgütü(WHO) ile Dünya Diyabet Federasyonu’nun (IDF) öncülük ettiği, tıp tarihinde bu güne kadar üretilmiş olan en değerli moleküllerden biri olan “İNSÜLİN HORMONU” nu bulan Frederick Banting’in doğum günü olan “14 Kasım Diyabet Günü” tüm dünyada her yıl belirlenen değişik tema ve çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.
Diyabet Günü etkinlikleri kapsamında Diyetisyenimiz Şeymanur BOSTANCI tarafından; hastanemizde hizmet alan hasta ve yakınlarına diyabet hastalığı ile alakalı eğitimler verildi, broşürler dağıtıldı.
Yeme-içme davranışları, fiziksel aktivite ve yaşam tarzı alışkanlıklarından kaynaklanan çeşitli risk faktörleri diyabetin hem görülme sıklığını artırmakta hem de mevcut hastaların tedavisini zorlaştırmaktadır.
Diyabet iyi tedavi edilmediği takdirde yüksek kan şekerine bağlı çok su içme, sık idrar yapma, ağız kuruluğu gibi şikâyetlerin yanı sıra; göz, böbrek, sinir sistemi ve kalp damar sistemi başta olmak üzere tüm organlarda hasara neden olabilen ciddi bir hastalıktır.
• Bugün doğuşsal olmayan körlüğün birinci nedeni diyabettir.
• Yine böbrek yetmezliğine bağlı diyalize giren hastaların çoğunluğunu diyabetliler oluşturmaktadır.
• Diyabet parmak, ayak hatta bacak kesilmelerine neden olabilmektedir.
• Kalp krizi ve inme geçirme riski diyabetli bireylerde belirgin olarak artmıştır.
• Obezite ve diyabet kalın bağırsak, karaciğer, pankreas, safra kesesi, rahim ve meme kanseri başta olmak üzere pek çok kanser türünün gelişmesine zemin hazırlamaktadır.